28 Ekim 2014 Salı

kum

diyelim size bir kum tanesi veriyorum. diyorum ki "bunu kaybetme!" . sonra siz avuçlarınız sımsıkı, sorumluluğunun farkında bireyler olarak kumsalda gezinmeye başlıyorsunuz. kum tanelerine bakıyorsunuz. avucunuzu açıp elinizdeki kum tanesinin diğer kum tanelerinden farkını anlamaya çalışıyorsunuz. bulamıyorsunuz. sonra bu duruma öyle bir dalıyorsunuz ki avucunuzda bir çok kum tanesi ile uyanıyorsunuz. hangisi sizin kum tanenizdi'nin paniği başlıyor... tüm kumsalı altüst ediyorsunuz. sonunda yorulunca, milyar üstü milyar kumtanesi içinden birini seçip içinizi rahatlatıyorsunuz... sonra avucunuzda o yeni kum tanesi ile diğer kum tanelerinin her birine şüphe ile bakarak kayboluyorsunuz... bakın; neredeyse yaşamınızın tüm denklemi bundan ibarettir. edinmek, şartlanmak, bulmak, kaybetmek, telafi etmek... bu arada şu soru hiç aklınıza gelmiyor? neden bu kum tanesini saklamak zorundayım? bu soruyu sormuş olsanız size şöyle cevap verirdim:
değilsin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder