28 Ekim 2014 Salı
DÜŞ-GEN & coda
ben tüm bunları yazarken/
kurduğum her cümlenin
sana aitliğini düşün-düm
oysa her sözcüğün
ötesine koyduğum sözcük/
seni cümlelerin gerisinde bıraktı
...
sonra/
ben bunları yazarken/
benim ne anlattığımdan çok
senin ne anlayacağını düşün-düm
(...hep suyun karşı tarafındaydı görüntün)
istedim ki ben bunları yazarken
düşün
!
bazen uçmak kalmaktır
dedim
/penguenleri işaretledi sözlerin/
bin savaş açtım /bin savaş kazandım/
bir neden bulamadım yenilmen için
pençeleri sökülmüş bir aslanın
krallığı kadardı zaferim
oysa her solak, yenilendir sağ koluna :
böyle ayrılmaz mı isimler birbirinden
ve aşk!
kirlettiğin çarşaflarda biriktirdiğin
ergen bir sodom;
hayatla keşistiği yüzüne kara; yüzsüzlüğüne çivit çalan.......
bir de zaman...
senin sümüklü cümlene bir harf koyduğumda
bana geç; bize genç kalan...
yıllarca kel rapunzel masalını dinlediğim;
beni eksik kalmışlığının prensliğine inandıran
çer-çöp akmaya zorunlu olduğumuz
arsııız ve uykusuz zaman!
Çaresiz,
içimin dışında kaldı korkaklığım
kalmak-gitmek uysalca el sıkıştı
usulca uzanıverdin huzur/um/suz uykuna
koynunda sorduğum sorular cevaplarıma alıştı
sen hep konuştuğumu gördün, yazdığımı değil!
oysa ben
düşündüğümü gör diye yazdım
konuşamadığımı
bak burada zaman uyusun; sen uyan!
/herşeyin bittiğini anladığın an; herşeyin bittiği an’dı.
herşeyin bittiği an; herşeyin bittiğini anladığım an’dı./
çünkü yaşam sana göre bir havza;
bana göre
geçmişle gelecek arasında sündüğümüz an’dı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder