29 Mayıs 2015 Cuma

yekteran baydemir 1

     Meraba,
 
   Bunları yazıyorum çünkü Yaşar Kemal benim dostumdu. Orhan Pamuk benim dostum değildir. Aziz Nesin ben çocukken bize gelirdi. Bir gün bana dedi ki- 30 yıl önceymiş gibi anımsarım- bak Yekteran, senin adın Yekteran benim adım Aziz. Yani ikimizden
birine Mustafa diye hitap etmemize gerek yok. Daha o zaman kıvraklığıyla ve buğday teniyle avcunun içine almıştı beni. Çok iyi bir yazardı o sebepten. Pek tabii ölümünden sonra çok iyi dost olduk.
Mustafa Balbay benim dostumdur ve çok iyi birisidir. 2 kez çay içmişliğimiz var. Ben ikinci buluşmamızda14 çay içmiş ve dostluğumuzu pekiştirmiştim. Hapse girince -pek tabii imkansızlıklardan dolayı-hemen ben de hapse girdim. Tüm yanmış, bombalanmış yazar, çizer tayfası benim yakın dostumdur. Öldükleri için değil, ölmelerinden önce dost olmuştuk biz hep. Tabii Aziz hariç.
    Geçen ay Cumhuriyet gazetesinden aradılar. Dediler gel şu gazetenin başına geç. Tabii hemen kabul ettim. Ertesi gün arayıp kabul etmek için iki şartım olduğunu söyleyip kapattım. Merak etmiş olacaklar ki bir hafta sonra aradılar tabii. Faruk'a da bi iş ayarlamalarını, memleketin geleceği için elimizi kayanın altına sokarak Kelebek ekini 38 sayfaya çıkarmak gerektiğini söyledim. Tabii hemen kabul ettiler. Seneye kısmetse başlıyoruz. Ah ne aptalım, fak mi. Faruk da kim dediğinizi duyar gibiyim. Hatta resmen duyuyorum. Faruk, benim dostumdur. Aynı zamanda Selahattin'le, çocukluk yıllarından beri Cumhuriyet gazetesinin Kelebek ekini 38 sayfaya çıkarma hayallerimize verdiğimiz ad'dır. Kendisi gelemediği zaman yerine Zafer'i yollar. Zafer, 1.98 boylarında, ufak tefek, buğday tenli, allaha inanan temiz bir çocuktur. Lakin ben din ve devlet su işlerinin birbirine karıştırılmasına karşıyım. Neden dediğinizi duyar gibiyim. Hatta resmen duyuyorum. Pek tabi ki çok basit bi sebepten: Çünkü ben allah'a inanmıyorum. Ama bir güç olduğu, bu evreni birinin tasarladığı açık! Zaten gazetenin başına da bu prensiplerimden dolayı geç otur dediklerini düşünüyorum.
Bazen aynanın karşısına geçer saatlerce burnumu inceler ve noolucak bu memleketin hali derken bulurum kendimi. Sanatçı olmasam bunların hiç biri olmazdı. Daha da kötüsü-düşüncesi bile korkunç- Kelebek eki procesi suya düşerdi tabii. Selahattin bunun olmasına yani benim sanatçı olmamama asla izin vermediğinden dostumdur; yandığı için değil.
    Geçen gün Fazıl aradı, açmadım. Meğerse arayan Fazıl değilmiş, iyi ki açmamışım. Ama tabii o zaman ben bunu bilmiyordum.
    Gazetenin başına geçer geçmez her fakire bir singer dikiş makinesi ve internet bağlantası dağıtcam; bunu da buraya yazıyorum.
    Yiğit Özgür benim dostum değildir. Ama bir kaç kez olmasını isterken yakaladım kendimi. Dur bakalım, daha genç. Belki yakarlar.

    Aziz Nesin benim dostumdur. Yekteran ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder