Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Ekim 2014 Çarşamba

miş'li geçtim zaman


içimden dışıma sızan güzelmiş gibi duran şey;dur!
oturdu mu her şey yerli yerine!
sanki tırnaklarımı söküyorlamış gibi
cevabı bende olmayan bir sorunun içten cevabını duymak için
ve ben hiç uyumamışım sanki günlerdir çarşaf yıkamaktan
tüm uykularım tükenmiş , çarşaflar daha da kirlenecekmiş gibi
belden aşağım felç olmuş, hayatımın maratonunu koşmak üzereyken üstelik
sonra kimyasaldan da uzak durmak ; şerefe!....uyuklamak…
bu sözlerin altında bir ben var, sanki bir ben varmış gibi bu sözlerin altında/inanma!
yarın son sevişmem olabilir burada yazdıklarım;duy!
ve sen acıklı hikayeni sürdürebilirsin gidişimle…
ayaktaymışsın, hayattaymışım ,
sanki nefes alıp almadığımı dinliyormuşsun gibi…
camgüzelleri gibi
boyun bükmek su için…
sanki aç bir çocuğun lokmasını çalmak…
saklanmak gibi sonra…
BAĞIRSAK-lara dışarıdan pansuman…
her baktığın körlemesine çumçukur;
dur!
oysa bir önsöz aynı zamanda son demek.
gelmeden gitmek, orda beklemek
ve sen için
bir dakika kendim gibi uyumak, bir dakikalığına kedim gibi uyanmak
için için...
allegro türküler söyleme bu ara…şimdi sebare ağıtlar zamanı dır …
DIRDIR!
iki gün geçmiş ve bir ömürmüş gibi geri saran…
çarşaflar ıslak, çarşaflar küf kokan…
doktorumu aradım molada gofretimi yarım bırakarak
sanki ulaşılmıştı önceden aradığım kişiye
ve gömülmüş tüm çareler
bak zamana….yağmuru yıkıyor yağmur….
sen kirli camlarından bakıyorsun dışına/ tek endişen temizlikçin…
bir de zaman geçiyor diyor elinden tutanlar
tam ellidokuz kez meşgulüm bu yüzden haftasonları
elimden kayan ve elime tutuşturanlarla yıkıyorum her pazarı…
camların….elimden kayanlar....temizlikçin....
bacaklarımı sevenler var hala…sonra gülüşümü …
bir de sümüğümü silenler koluna….
bir yaş daha büyüdü insanlar
sanki insanlar büyürmüş gibi…
orada kaldım ben
soğuk bir köşeye dayanıp yaşıyormuş ayağına yatarak
ki yaşlanacak olan sen, şimdi söyleniyorsun dünyayı parmağında oynatarak
/ah dilenmek!
ulumak; yavruları öldürülmüş bir kurt gibi /
üstelik seviyorum midemi ekşiten bu tadı….
ferforjeden çevrili bir bahçe isterim adımı kutsadığınız günde
…içinde karanfilsiz reçel gülleri…
kokusu bana bir ara yaşadığımı hatırlatsın
hayvan diye sevsin sevgilim beni…omuzunda serçeler, ateş böcekleri
bir çınar salonumun ortasında/ yaşamakmış gibi konaklarken
sevişmelere alkış…ağıtlar öznesiz …
bir çocuk
yalnızca kamyonu kırıldığından ağlasın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder