Dedikodu üzerine Zırvalı-Yorum
Boş konuşmalar beni çok yoruyor…Katlanılması gereken bu sevişme, bir
süre sonra ucu hiçbir yere çıkmayacak sözcük öbeklerine, uğultuya
dönüşüyor. Buna nokta koymadıkça, sırtıma yüklenmiş ve her saniye
daha da artan çuvalın taşındığı yol yokuşa vuruyor da vuruyor. Bataklık
gibi, kurtulmak istedikçe aşağı çekiliyorsun. Fiziksel olarak hastalanıyorum;
uykum geliyor, kan şekerim düşüyor, depresifleşiyorum… Sonrasında öfke
başlıyor. Kof bir konuşmanın bana maaliyeti yarım şişe viski, atılan
uzun bir nutuk- artı 2 sedatif oluyor. Bana göre dedikodu dahi içinde
bir hisse, bir felsefe ve humor barındırmalıdır: seni tetiklemeli,
uyanık tutmalı, düşündürmelidir. Onun dışında dedikodunun varoluş
haritası aşağıdadır:1-Birini masaya yatırdığında abartı sanatını kullanma yeteneğine bağlı olarak aşağılık kompleksini emziriyor ve bu oranda doyuruyorsundur.
2- Başkasını linç ederek varlığını kanıtlıyor ve ilgi çekmeye devam ediyorsundur.
3- Açıktan hesap görecek cesaretin olmadığı için bir adamı ancak uykusunda bıçaklıyorsundur.
4- Gıyabında aynı konuşmaların yapıldığını bildiğinden intikam alıyorsundur. “ İyi ki sen, o anda –O- değilsindir” !
5- Kabulenilmesi güç bir yüzleşmeden başkasını aşağılayak kaçınıyor ve saklanıyorsundur.
6- Dedikodu gerçekte zaten “saklamak ve saklanmaktır”.
7- Kişinin ipini çekerken arada ayaklarının altındaki tabureyi düzeltip, birkaç kollayıcı ve nesnel yaklaşımda bulunarak kendini “ne denli adaletli ve merhametli” olduğun üzre temize çekiyorsundur. Bakınız: psklji- oral dönem.
8- Hayattan ve bu hayatı şekillendiren insanlardan hıncını alıyorsundur. Bu hınç ne oranda büyük ve ne oranda bastırılmış ise, o oranda sana yalan söyletiyor ve adam astırıyordur.
9- Kof bir adamsan “başkalarının hayatı “senin için sosyalleşmenin yegane yolu haline gelmiştir; sosyalleşiyorsundur.
10- Hayatı, hayatın arkasından çekiştirerek güya prensiplerinin, ahlak anlayışının altını çiziyor ve böylece hayat tarafından iplenmediğini taşın altına gizliyorsundur.
Dedikodu ancak gıyaben konuşulan kişinin yüzüne söyleyebileceklerin içeriğinde ve sınırlarında tatlıdır. Onun dışında yorucu, sıkıcı, boğucudur. Ve inanmazsınız başkasını çekiştirir, kendinizi saklamak üzre başka bir şeyi işaret ederek kıçınızı yırtarken kendi donunuz görünür. Ve yine bazen, benim gibi adamlar işaret ettiğiniz şeyin ne olduğunu apaçık görüp- ilgilenmediklerinden, sizin donunuzu görmekten usanır- usanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder